26 Haziran 2009 Cuma

Bölüm 9 - Geçmişten Gelen

Hastaneden çıkıp geri dönüş biletimi almaya giderken, hastanede beklerken aklıma giren çılgın bir düşünce irademi zorluyordu. O'nun evi bulunduğum yere çok yakın sayılırdı. İzmir'e dönmeden önce evlerine gidip O'nu görebilme şansım vardı. Deli miydim? Bu kadar yaşanan şeyden sonra, bir de O'nu görmeye mi gidecektim? Belki evde olmayacaktı ya da yanında yerimi dolduran yeni kişi olacaktı. Kafam ve kalbim arasında kalmıştım. Son kez vedalaşamamıştık bile. Ne önemi var, sonuçta bitmişti. O'nu en son 6 ay önce görmüştüm. O'nu görmeye gitsem ne değişecekti? Kendime daha fazla acı çektirmekten başka bir işe yaramayacaktı. Saplanıp kaldığım düşüncelerden kurtulmamı bir kademe daha zorlaştıracaktı. Başka biri olsa O'na karşı çoktan kin besleyip, adını her duyduğunda şuursuzca küfür edebilirdi. Ben yapamıyordum. Bana hayatımın en büyük üzüntülerini yaşatmış olsa da, O'na karşı hissettiklerim tamamen bitmemişti. Kahretsin ki, kendime söz geçiremiyordum çoğu zaman. Bu sefer biraz daha iradeli davranmalıydım. Bileti aldım. Otobüs saati çok yakındı. Evine gidecek vakit kalmadığı için İzmir'e döndüm. Yok, yok en iyisi böyle olmasıydı.
Eve döndüğümde, aileme durumu anlattım. Sevk işlemleri için babam askeri hastane baştabipini aradığında, ameliyat olmama gerek olmadığını söyledi. Bu duruma sevinmiştim. Bu kadar olayın üzerine bir de ameliyat çıksaydı dayanamazdım. Askerlik işlemleri haftaya kalmıştı artık. Bilgisayarın başında oturmuş dururken, telefonum çaldı. Arayan O'ndan başkası değildi. Şoktaydım. Bana en son mesaj atmasının üzerinden tam tamına üç hafta geçmişken araması beni gerçekten çok şaşırtmıştı.
Telefonu açtığımda ilk söylediği "Geçmiş olsun" oldu. "Sağol da neden?" dedim. "Ameliyat olmuşsun" dedi.
Haber ne de çabuk yayılmıştı. Üstelik daha ameliyat bile olmadan! O'nun bir arkadaşına durumdan bahsetmiştim. Galiba ondan duymuştu. Gülümsedim. Ameliyat olmadığımı söyledim. "Aslında olacaktım ancak olmasam da olurmuş" dedim. Askerlik işlemleriyle uğraştığımı, hatta bu yüzden Antalya'ya gittiğimi anlattım. "Sanırım askere gitmeyeceğim" dedim. Dayanamayıp "İşim erken bitseydi sana da uğrayacaktım, ancak hemen dönmem gerekiyordu" dedim. O da işten ayrılmış, artık evdeymiş. "Haftaya tekrar Antalya'ya geleceğim" dediğimde, "Geldiğinde ara" dedi. Görüşecek miydik? Görüşmemeliydik. Neden böyle dedim ki? "Bakarız" dedim ve sonra kapattık telefonu. Neydi şimdi bu? Tamam, düşünüp araması belki güzel birşeydi. Mezuniyetimi tebrik etmemişti ama konu sağlık olunca daha hassas demek ki. "Beni bir daha arama" diyemedim. Belki bir gün yazdıklarımı okursa, o zaman anlar.
Dün gündüz biraz kestirmek için yattığımda, rüyamda O'nu gördüm. Uzun zaman olmuştu rüyama girmeyeli. Uyandığımda yüzümde anlamsız bir gülümseme vardı. Bazen O'na o kadar uzak oluyordum ki, her şeyi çoktan atlatmış gibi hissediyordum. Ama böyle zamanlarda, sanki hiç ayrılmamışız gibi hissedebiliyordum. Hazır hastaneye gitmişken bir de psikoloğa mı görünmeliyim?

1 yorum:

  1. haberini aldım şimdi, en kısa zamanda okumaya başlayacağım sevgiler ve aramıza (yazmaya) döndüğün için ayrıca çok sevindim...

    YanıtlaSil