17 Haziran 2009 Çarşamba

Bölüm 1 - Senden Önce, Senden Sonra

"Mezuniyet töreninde seni izleyen, sana aşık bir çift göz olucak. bu aşk sonsuz aşkım" yazmıştı bir mesajında. Evet, sonunda okulum bitiyor, mezun oluyordum. Mezuniyet günü benim için hep, sanki hiç ulaşamayacağım bir gün gibiydi. Okul hayatımdaki iniş-çıkışlardan dolayı, okula başlamamdan tam altı sene sonra bitiriyordum okulu. İyisiyle kötüsüyle geçmişti altı yıl.
O gün bir telaş, bir heyecan kaplamıştı içimi. Okula gidip tören saatinin gelmesini beklerken, arkadaşlarla fotoğraf çektiriyor, mezun olmanın verdiği sevinçle objektife gülümsüyordum. Sonunda bitmişti okulum, yıllardır beklediğim bu an gelmişti. Bir zamanlar beklediğimiz bu an. Okulum, beraber yaşamamızın önündeki en büyük engellerden biriydi. Bizi ayrı şehirlerde olmaya zorlayan, değiştiremeyeceğim bir etkendi. Okulumu bitirmemdeki en büyük etken bu durumun bir an önce sona ermesini sağlamak, O'nunla hep beraber olmaktı. Ama O yoktu artık. Hayatımda değildi. O gün törende bana aşık bir çift göz yoktu. Hep hayal etmiştim o gün yanyana olmayı, mezuniyet sevincini paylaşmayı, artık hep birlikte olmamızın ilk adımını kutlamayı. Yanımda olmayı bırak, mezuniyetimi tebrik bile etmedi. İçimde hâlâ barınmakta olan sevgisi, bu günden yeterince zevk almamı engelleyen bir güç gibiydi. Hele bir de canını sanki dikenler üzerinde yürüyormuşcasına her saniye acıtan gerçekler, yüzümdeki tebessümü gölgeliyordu. İlk ayrıldığımız zamanlarda kendime hep "O'nsuz okulum bitmiş ne faydası var artık" diye soruyordum. Hayatımın anlamını, O'nunla beraber yitirmiştim ve geri kazanmak hiç de kolay değildi.
Evet, bana aşık bir çift göz yoktu belki ama beni seven bir sürü insan vardı yanımda. Ailem benimle beraberdi, Mehmet bu mutlu günümde beni yalnız bırakmamıştı, birlikte birçok anımız olan sınıf arkadaşlarımla belki de son kez bir aradaydık. Tören göz açıp kapayıncaya kadar geçti aslında. Kepleri havaya fırlatmamızın hiç bu kadar değişik hissettireceğini düşünmemiştim. Mezundum artık, önümde kocaman bir hayat beni bekliyordu. Tabi geride bıraktığım bir o kadar büyük bir hayatın ardından... Anladım ki, yaşam boyu insan yalnız da olsa, bir birlikteliği de olsa, bir şekilde yalnızlığa mahkum oluyor. Birey olarak her birimizin gayeleri farklı. Bir süre sonra seninle beraber yürümek istemeyenler, farklı yolları seçebiliyor. Yol ayrımında gidenin arkasından bakmak yerine kendi yolunda devam etmek en iyisi galiba. Eski alışkanlıkları bırakması nasıl zorsa, bunu başarmak da bir o kadar zor. Çocukluğumdan beri yediğim tırnaklarımı, ayrıldığımız gün aldığım bir kararla artık yememeyi başarabildiysem, bunu da başarabilirdim değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder