30 Aralık 2009 Çarşamba

Bölüm 35 - Kapanış

Hayır, Antalya ziyaretimde neler olduğunu, sonrasını, O'nunla ilgili yeni gelişmeleri yazmıyorum artık. Artık hiçbirşey yazmıyorum. Hayatımı bölümlere, dönemlere ayırmıyorum artık. Böylesi çok daha iyi oluyor. Blog yazdığım dönemler de geride kaldı hayatımda. O kadar çok şey oldu, olmakta ki, bazen yetişemiyorum. Kalbimin içine düştüğü kuyu, yakında hiç güneş almayacak. Kalbimi kuyudan çıkartmanın bir yolunu arıyorum. Kalbim, aslında içinde bulunduğu durumdan çok memnundu ancak karanlık geçecek günlerin önüne geçmenin tek çaresi de şimdiden önlem almaktı. Gördüğüm ilgi, çok kolay etkilenmemi sağlamıştı. Bu özel hisleri bir daha hissedeceğimi düşünmemiştim ve bugüne kadarki "denemelerimde" neyin eksik olduğunu bulmuştum. Tutku.
Bütün yaşadıklarım bir yana, bu yeni hayatım, beraberinde yeni arkadaşlar, yeni ortamlar, yeni zevkler getirmişti. Elimde bol bol zaman vardı artık. Değişim, gelişim ve iletişime ayırdığım günler, meyvesini vermeye başlamıştı. Somutun yanında soyutlar çoğalmıştı tekrar. Önceden hiç hissetmediğin duyguları, ne yaşamış olursan ol, hissedebileceğini öğrenmenin verdiği yaşama sevinci beni tekrar kendime bağlamıştı.
Gidenlerin veya gelenlerin değil, önemli olanın "sen" olduğu bir dünyada, bunu bir hayat felsefesi olarak belirleyebilme başarısını gösterebilmek, kolay değildi. Her gelen, her giden gibi sana çok şey katıyordu aslında. Amaç neydi? Mutluluk mu? Hadi o zaman mutlu olmaya :)