20 Haziran 2009 Cumartesi

Bölüm 3 - Neler Oluyor Bize?

Yaz okulum bitmiş, ayrılma vaktimiz yaklaşmıştı. Abim, İzmit'e geleceğini söyledi. O da bu sayede hem abimle tanışacak hem benimle beraber bir gün daha kalmış olacaktı. Abim geldikten sonra ben, o, abim ve kız arkadaşı birlikte mangal yaptık, güzel vakit geçirdik. Sonra gitme vakti geldi. O'nu Antalya'ya uğurladıktan bir süre sonra ben de İzmit'e, stajımı yapmaya dönecektim.
Staj zamanı geçen sene de olduğu gibi sadece telefonda görüşebiliyorduk. Aramız, bir süre önceye göre daha iyiydi, yazın yaşadığımız o korkunç kavgaların etkisini atıyorduk üstümüzden. Ancak değişen birşey vardı. Benden sıkıldığını hissediyordum. Her zaman bir arayış içindeydi zaten ama bu seferki durum bunu daha da belirgin bir hale getirmişti. Yazın internet aracılığıyla tanışıp görüştüğü, sonradan "arkadaş olduk" diye açıkladığı çocuk bile benden daha önemli olmuştu sanki. Bu dönemde kıskançlığım, paranoyam ve güvensizliğim tavan yapmıştı. Bunun sebebi O'nun hareketlerinden başka birşey değildi. Acaba ben O'nun için hiç herşeyden önemli oldum mu? Bu sorunun cevabını araştırırken hissettiklerim adeta yüreğimi paramparça eden bir matkap gibi acıtıyordu canımı.
Evet, artık ilişkimizde iki kişi değildik. Başka başka insanlar dahil oluyordu ilişkimize ve ben buna engel olamıyordum. Artık çoğu durumda bana karşı geliyordu, zaten kavgalarımızı başlatan nedenlerden biri de buydu. O'na olan sevgimin büyüklüğüne güvenerek, olayları görmezden geliyordum. Sonradan anladım ki, önemli olan O'nun sevgisinin büyüklüğüydü. Çünkü yaşadıklarımız, arayışları, yeni heyecanlar peşinde koşması, belki de benden sıkılmasından dolayı bana olan sevgisi günden güne kayboluyordu. Bunu çok sonraları fark ettim.
Stajım bittikten sonra Antalya'ya gittim. Çok özel birşey yaşamadık, yanyanaydık, O'nun evindeydik, cafedeydik. Günler yine güzel geçmişti ama artık rutine binen "Nasıl olsa birkaç gün sonra yine yanyana olamayacağız" düşüncesi hakimdi ikimizde de. Artık birbirimize veda ederken ağlamıyorduk. İçimdeki her şey paramparça oluyordu ama neden bilmiyorum, bu beni ağlatmaya yetmiyordu. Üzüntüm, kronikleşmişti artık. Taşıma suyla dönüyordu değirmen, ikimiz de bu durum hiç bitmesin istiyor, kendimizi kandırıyorduk. Yaşadıklarımız, bu düşüncelere rağmen güzel şeylerdi. Beraber vakit geçirmek her zaman güzeldi, ancak O'nun davranışları nedeniyle içimi kemiren kötü düşünceler yavaş yavaş kuyumuzu kazmaya başlamıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder