23 Haziran 2009 Salı

Bölüm 6 - Adı Eski Kendi Yeni

İzmit'ten döndükten sonra şans eseri bir arkadaşı O'na Eskişehir'de bir iş ayarlayacağını söyledi. Birkaç gün içinde Eskişehir'e gitti ve işe kabul edilmişti. Üstelik çalıştığı şirket O'na eşyalı bir ev de tahsis etmişti. Telefonda konuştuğumuz sırada evi geziyor ve "Arka tarafta bir oda var orası çok hoş, umarım o odayı ben alabilirim" diyordu. Evet, evde tek başına kalmayacaktı. Zaman zaman patronu da onunla beraber kalacaktı.
Birkaç gün içinde eve yerleşmiş, işine alışmıştı. İkimiz de mutluyduk, İzmit'te olsa çok daha güzel olurdu ama yine de iş bulması beni çok sevindirmişti. O'nu ve kaldığı yeri görmek için sabırsızlandığım günlerin içindeydim. Yeni yıl yaklaşmıştı ve o sıralar evde tek başınaydı. Yanına geleceğimi söyledim. Çok sevindi. Derken ertesi gün otobüse atlayıp Eskişehir'e gittim. Vardığımda O daha işyerindeydi. Eskişehir'e ilk kez geldiğimden şehrin hiçbir yerini bilmiyordum. Telefonda bana tarif ettiği kadarıyla çarşıdaki bir alışveriş merkezini buldum ve orada vakit geçirmeye başladım. Zaman ilerledikçe heyecanım artıyordu. Bir süre sonra telefon edip nerede olduğumu sordu. İşten çıkmış, yanıma geliyordu. O'nu Eskişehir'deki ilk görüşümü hiç unutamıyorum. Alışveriş merkezinin kapısından girdiğinde hemen yan taraftaki bankta oturuyordum. Kafasında beresi, ayağında kot pantolonu ve elinde işyerinden verdikleri laptop vardı. Hemen O'na doğru yürümeye başladım ve sıkıca sarıldım. Haftalardır yüzünü göremediğim sevgilim yanımdaydı yine. Beraber birşeyler yedikten sonra evine doğru yürümeye başladık. Yol boyunca yaşadığım mutluluğu anlatacak bir kelime bulamıyorum. Beraber keşfedeceğimiz yepyeni bir şehir, istediğim zaman gelebileceğim kendi başına yaşadığı bir ev, her zaman istediği gibi kendi sektörüne ait bir iş. Daha ne isteyebilirdim ki?
Evine geldiğimizde, hem bulunduğu yerle olsun hem de içerisiyle olsun çok hoşuma gitti. Hem çarşıya yakındı hem de eşyalı olması sebebiyle içerisinde ihtiyacımız olabilecek birçok eşyayı barındırıyordu. Yatağında ilk defa beraber uyuduğumuzda, O'nunla beraber uyumayı ne kadar özlediğimi hatırladım. O, benim için çok özeldi, yıllarımı paylaştığım, biricik sevgilimle farklı farklı zamanlarda birçok güzel şey yaşıyorduk. Hoşuma giden de buydu. Sabah uyanıp işe gittiğinde ben de evde tek başıma kalmıştım. Hazır O yokken, evi temizleyip, odasını ve dolabını topladım. Akşam eve döndüğünde sonuçtan çok memnun kalmıştı.
Yılbaşı günü işten eve döndüğünde O'na yemek yaptığımı görmüş ve çok sevinmişti. Yılbaşını, tıpkı tanışmamızın daha bir ayı dolmadan olduğu gibi, yine beraber geçirmiştik. İzmit'e dönme vaktim gelmişti. Eskişehir'e olan bu ilk ziyaretim, unutamayacağım anılarla dolu bir ziyaret olmuştu. Fakat geri döndüğümde bu kadar güzel giden her şeyin ardından, yine pürüzler ortaya çıkıyordu. Derken, bir gece çok büyük bir şekilde tartıştık ve O'ndan ayrılmıştım. Yaptıklarına daha fazla katlanacak gücüm kalmadığını hissediyordum. "Tekrar eski günlerimize döndük" derken, birdenbire bu olayların olması, sel altında kalıp yıkılan bir köprü gibi beni parçalamıştı. Her şey mükemmel giderken, olayların iç yüzünü görmek, O'na karşı zar zor oluşturabildiğim güvenimi tekrar sıfırlamıştı. İşler yine umduğum gibi gitmemiş, bir şekilde beni yanıltmayı başarmıştı. Bu güzel ilişki, böyle bitemezdi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder