25 Ağustos 2009 Salı

Bölüm 31 - Doğum Günü

Bugün O’nun doğum günü. Beraberliğimiz boyunca hiçbir doğum gününde yanında olamadım. Ne tesadüftür ki, O da aynı şekilde. O’nunla hiç doğum günü kutlayamadım. Saat 00:00 olduğu anda, doğum gününü kutlayan bendim evet, ilk arayan bendim. Ancak O’na sımsıkı sarılıp, kocaman öpüp, “İyi ki doğdun!” demenin yerini tutar mıydı? Asla. Belki de neden buydu, ayrılmamızın, ilişkimizin bitmesinin nedeni buydu. Birlikte olmamız gereken anlarda, birbirimize ihtiyacımız olduğu anlarda, hep uzaktık, hep ayrıydık.
O’na ilk doğum gününde, üzerine çok büyük gelecek bir t-shirt almıştım. O bunu hep gündeme getirdi, hep laf soktu. Hatalıydım, hiç dikkat etmeden almıştım. Ertesi yıl, böyle bir durum oluşmasını istemediğimden, O’nun çok sevdiği parfümümden hediye ettim O’na. Son doğum gününde ise ne aldığımı hatırlamıyorum. Aklımdan bir şekilde çıkış olmalı. Sanki kargoya gittiğimi hatırlar gibiyim ama hediye alıp almadığımı hatırlamıyorum. O’nu tanımamdan itibaren dördüncü doğum günü bugün. Ve artık birbirimizin hayatlarında olmadığımızdan, O’nu kutlamam da saçma olurdu. Bana hep derdi “Seninle ayrılsak bile, arkadaş kalmak isterim.” diye. Bu cümlesi ayrılığın sadece ilk zamanlarında gerçekleşiyordu. Gerçi ben O’na hiçbir zaman arkadaşım gözüyle bakmadım. O’ndan hoşlandığım zamanlarda, ayrı bile olsak, O benim arkadaşım değildi. Tabi ki O benim sadece sevgilim olmadı, aynı zamanda arkadaşım, abim, can yoldaşım oldu. Ancak, ayrıldıktan sonra O’nu bir arkadaş olarak görebilmek benim için imkansızdı. Zaten bugün baktığımızda, neredeyse bir aydır konuşmadık. Konuşmadık dediysem, telefonda konuşmayalı aylar oldu. Demek istediğim görüşmedik. Mesajla bile. Ki böyle olmalıydı. Artık beni sevmiyor ki.
“Saplantılı, melankolik aşık, aş artık bu ilişkiyi, yoluna devam et!” diyordum kendime eskiden beri. O gününü gün ederken, ben gecelerce acı çektim, kendimi paraladım, harap ettim. Neden? Çünkü benim gözümdeki ilişkim, bitmemeliydi. Ama dışarıdan her şey çok daha net gözüküyordu. O beni çoktan gözden çıkartmıştı. O’ndan hiç beklemediğim bir şekilde davranmıştı. Beni aldattıktan sonra bile benden O’na geri dönmemi, arkasından koşmamı bekliyordu. Neydi bu bir çeşit test mi? Sevgimizi mi kanıtlıyoruz? Hayır, ben sevgimi bu zamana kadar birçok şekilde kanıtlamıştım ama O bunu hep görmezden gelmiş, benim O’na veremeyeceğim şeyleri benden istemeye başlamıştı. O beni çoktan gözden çıkartmıştı. Hareketleriyle, güzelim ilişkimizi mahvetmişti. O’nu asla affetmemem için bana bir sürü sebep verdi. Ben neden O’nun için üzülmeye devam edecektim? Bugüne kadar duygularımda hep dürüsttüm. Çabalamak için O’ndan gelecek bir hareketi beklemedim. İstediysem yaptım. O’nun için, ilişkimiz için çaba gösterdim. Bitecekti, biliyordum. Başından beri biliyordum. Çünkü O, benimle yetinecek biri değildi. Ben O’na sadece dünyayı gösterdim. Zamanı geldiğinde yuvadan uçacağını biliyordum. Sadece bu şekilde olacağını ummamıştım. Ben aldatılmayı hak edecek bir şey yapmadım. Bu kadar senelik beraberlikten sonra, en azından ilk kez bana dürüst olabilmesini isterdim. Benden sıkılmış olması, artık hayatında yeni birilerinin olması, içimi burksa da, hayat böyle. Yapacak bir şey yok. Nice bensiz senelere!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder