16 Ağustos 2009 Pazar

Bölüm 26 - Eski Bir Dost

Ayrıldıktan sonra insan nasıl hisseder? Kötü. Peki, bu nasıl geçer? Geçmez. Bu hissi yok edebilmek için O’na tekrar ulaşmayı, aramızı düzeltmeye çalışırdım hep. Bu sefer içimden bir ses bunu yapmamam gerektiğini söylüyordu. En azından artık çabalamamam gerektiğini. Bir şeyler çoktan bitmişti. Bunu kabullenmeliydim artık. Yine de dayanamayıp ertesi gün O’na mesaj yazdım. Nasıl olduğunu sordum. O da soğuk bir şekilde iyi olduğunu söyledi. Hepsi bu. Ne diyebilirdi ki başka?
Ayrıydık artık. O yoktu hayatımda, en azından sevgilim olarak. Bu gerçeği kabullenmek uzun sürecekti bunu biliyordum. Ancak bu süreci hızlandırabilmek için yapılabilecek birçok şey vardı. Ben de bunlardan birisini yapmak için harekete geçtim. O’nunla tanışmadan birkaç ay önce tanıştığım bir çocuk vardı. O da Bursa’da okuyordu. Bir gün İzmit’e gelmiş, bir gece yanımda kalmıştı. Tek görüşmemiz o zaman olmuştu. Ama çocuğa hayran kalmıştım. Çocukla görüşmelerimiz gecelik ilişkiden öteye gidemeyecekti, bunu biliyordum.
O’nunla tanıştıktan sonra çocukla görüşmem uygun olmayacağından, görüşmeyi kesmiştim. Ancak zaman zaman bir şekilde aklıma gelmekteydi. Çocuktan O’na da bahsetmiştim. Hatta ilişkimizin ilk başlarında O’nu sevmediğimi, aklımın hâlâ o çocukta olduğunu söylemişti bana. Hayır, o çocuk sadece hayran olduğum birisiydi. Ona karşı bir sevgi asla beslememiştim. Zaten O’nunla yaşadıklarım, çocukla yaşadıklarımla kıyaslanamayacak kadar farklı şeylerdi. O’nu sevmiştim en önemlisi.
Çocuğun internet adresi aklımdan hiç çıkmamıştı. O’nunla bağımızın koptuğu dönemlerde çocukla birkaç konuşma yapmıştım ancak görüşme tekliflerini hep geri çeviriyordum. Bu sefer işler değişmişti. Çocukla tekrar bir konuşma yaptım ve uzun süre sonra onunla konuşmak, hele bir de bu yaşadıklarımdan sonra, bana çok iyi gelmişti. Bu sefer görüşme teklifini ben yaptım. Şaşırdı ama neyse ki durumu müsaitti. Aslında bir kız arkadaşı vardı ama içindeki duygular onu bu tarz ilişkilere de sürüklüyordu. Cuma günü için bir görüşme ayarladım. Ancak, beni Bursa’ya çağırıyordu. Bursa’ya en son O’nun evini boşaltmasına yardımcı olmak için gitmiştim, neredeyse üç sene önce. O şehri tekrar görmeye hazır mıydım?
Otobüse bindim. Eskiden heyecanla yaptığım otobüs yolculukları aklıma geldi yol boyunca. O’na yaptığım sürpriz ziyaret aklıma geldi. Nereden nereye. Şimdi bir başkası için gidiyordum Bursa’ya. İndiğimde lapa lapa kar yağıyordu. Şehri bildiğimden, çarşıda bir süre dolaştım. Ta ki Bahadır beni arayana dek. Buluştuk. Onu uzun süre sonra, üç buçuk sene sonra, tekrar görmek çok güzeldi. Nedense bu çocuğa karşı olan zaafımı hiç gizleyememiştim. Tam sevgilim olmasını isteyeceğim tipteydi. Geçen görüşmemizde onu çok iyi tanıyamamıştım, zaten çok fazla konuşabilme fırsatımız olmamıştı. Bu görüşmede onu çok daha yakından tanımak istiyordum. Aslında çekingen biriydi, fazla konuşmuyordu. Yine de onun yakınında olabilmek bile çok güzel bir duyguydu. Yaşadığım tahribatı bir süre de olsa unutmamı sağlayacak saatler başlamıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder