18 Ağustos 2009 Salı

Bölüm 28 - Hayat Devam Ediyor

Bursa ziyaretim, farklı bir gün geçirmemi sağlamıştı. İyi de olmuştu aslında. Kabul etmesem de, zor zamanlar geçiriyordum. Üç buçuk senelik sevgilimle, bu sefer gerçekten ayrılmıştık. Eskiden yaşadıklarımız gibi bir ayrılık değildi bu, biliyordum. Onun davranışlarından, benim hissettiklerimden. Birkaç gün sonra mesaj attı. Sadece hatırımı sormak için. Mesajlaştığımız sırada “Benden neden bu kadar kolay vazgeçtin?” diye sordu. “Vazgeçmekten başka yapabileceğim bir şey olsaydı, emin ol onu yapardım.” diye cevap verdim.
Doğruydu, yapacak hiçbir şey yoktu. Geçen sefer sevgilisi varken bile yanına gidip, barışmak için yalvarmıştım. Bu sefer neden böyle bir şey yapmıyordum? Çünkü biliyordum, artık O bu ilişkinin devam etmesini istemiyordu. Eğer bilseydim, devam etmemizi istediğini gösteren en ufak bir işaret alsaydım, sonuna kadar gidecektim. Ancak artık bu bir sen-ben meselesi olmaktan çıkmıştı. Kendimi zaten yeterince yormuştum bunca sene. O’nun yanımda olmadığı her saniye içimden parçalar koparken, şimdi hayatımda bile yoktu. Bu acı dayanılamazdı. Her seferinde, boğazıma düğümlenen şeyleri bir çırpıda ortaya dökebilmek istiyordum. Ama konuşamıyordum.
Derken bir gün beni aradı. Aslında soğuk bir havada devam eden telefon görüşmemiz, bana yanlışlıkla “Aşkım.” demesiyle bir anlık da olsa ısındı. Alışkanlıktan dolayı böyle söylemiş olmalıydı. Ayrıldığımızdan beri, bu ilk arayışı değildi. “Bu zamana kadar hep ben aradım, bundan sonra sen arayana kadar bekleyeceğim.” dedi. Hiçbir ayrılığımızda benimle arasındaki bağını bıçak gibi kesememişti. Olması gereken de buydu tabi ama birbirimizi unutma sürecini zora sokan, uzamasına neden olan bir hareketti bu. Yaptığımız bu telefon konuşmaları sırasında O’na, O’nunla telefonda konuşmayı ne kadar özlediğimi, O’nu ne kadar çok görmek istediğimi söylemek isterdim. Yapamazdım. Bir şekilde yapmamam gerektiğini biliyordum. Beni geri isteyen biri zaten bunu gelip bana söylerdi değil mi? Kendimi boş yere umutlandırmanın bir anlamı yoktu artık. Bitmişti, bu gerçeği kabul etmekten başka yapılacak bir şey yoktu.
Hayat devam ediyordu, okulum da. Odaklanmam gereken sınavlarım vardı. Gönül meseleleri yüzünden okuluma gereken ilgiyi hiçbir zaman gösterememiştim. Okuldaki son dönemimdi ve ihtimallere yer yoktu. Okulum artık bitmeliydi. Bütün bu telaşımın arasında abim, yıllardır beklediğim göz ameliyatımı yaptıracağını söyledi. Sınavlarımdan sonra, Antalya’ya, hastaneye gidecektik. Randevular alındı, ayarlamalar yapıldı. Heyecanlı bekleyiş başlamıştı.
Bu günlerde, ayrılımızın üzerinden yaklaşık bir buçuk ay geçtikten sonra, yeni birileriyle tanışabileceğimi düşünmeye başlamıştım. Bu amaçla bir arkadaş bulma sitesinde profil açtım. Derken birkaç gün içinde, o günlerde tanıştığım kişilerden çok farklı birisiyle tanıştım. Adı Kağan’dı. Msn üzerinden uzun süren sohbetler yapıyorduk. Eğlenceli birisiydi, msne girdiğim zamanlarda onun da olmasını istiyordum hatta. Çünkü onunla konuşmak iyi geliyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder