6 Temmuz 2009 Pazartesi

Bölüm 15 - Gülen Gözler

Askerlik işlemleri ile uğraşmaya devam ederken, sonunda korktuğum başıma gelmiş ve İstanbul'a sevk edilmiştim. İstanbul'a gitmemek için yaptığım tüm çabalar boşa çıkmıştı. Herneyse, gidecektim mutlaka. Bu sayede Yalova'da staj yapmakta olan, sınıf arkadaşım Bekir'le de görüşme fırsatı bulacaktım. İstanbul'a gidip, hastaneyi bulduğumda, doktorun bana söylediği şey, gereken tahlilin orada yapılamayacağı ve Ankara'ya gitmem gerektiği oldu. Elim mahkum, gidecektim. Ancak hazır İstanbul'a gelmişken, iki sene önce O'nun sayesinde tanıştığım, internetten oynadığı oyundan arkadaşlarıyla görüşmek istiyordum. İki sene önce doğumgününe gittiğimiz çocuk, beni yine doğumgününe çağırmıştı. O gün, çocuğun bir arkadaşıyla görüştük ve ben aynı gün Bekirin yanına, Yalova'ya geçtim.
Bekir, İzmit'ten sınıf arkadaşımdı, ancak aramızdaki samimiyet, ona açılmamla birlikte daha da artmıştı. Kız arkadaşıyla beraber İzmit'teki son senemde çok güzel günler geçirmemi sağlamışlardı. Şimdi Bekir, bir arkadaşının evinde kalıyordu. Ben de üç gün orada kalacak, doğumgünü olduğu gün Bekirle beraber Yalova'ya geçecek, oradan da Ankara'ya gidecektim. Eve geldiğim günün gecesinde, evde kalan diğer çocuğun üç arkadaşı kalmaya geldiler. Onların da okulları bitmiş, evlerini boşaltmışlardı. İşte o zaman tanıştım onunla.
Bu dünya düzeni neden böyle? Gay olmanın belki de en kötü yanı, gay olmayan bir erkekten hoşlanmak olsa gerek. Bunu birçoğumuz yaşamışızdır. Ona ulaşamazsın hiçbir zaman, bu gerçek içine oturur. Sevgilin olmasını hayal edersin, hiçbir zaman senin olamayacağını bilsen bile.
Daha iki gün önce tanışmış olmamıza rağmen o, ilk gördüğüm anda çok dikkatimi çekmişti. Şu anda karşımda tavla oynuyor. Aramızda hiçbir zaman kısa veya uzun hiçbirşey olmayacağından adım kadar eminim. Omzuna elimi atıp, yüzümü sırtına yasladığımda, duyduğum kokusu tek tesellim oldu. Zaten yarından sonra belki de bir daha hiç görmeyeceğim onu. Ama olsun, böyle yaşamak hiç adil değil. Ben ona neden ondan hoşlandığımı söyleyemiyorum? Onun sevgilim olmasını istediğimi neden söyleyemiyorum? Çünkü gizli bir şekilde yaşamak zorundayım.
Kısa kesilmiş saçları, içten, ta derinden gülen, ışıl ışıl parlayan, gülümsediğinde incecik bir çizgiye dönüşen güzelim kahverengi gözleri, uzun kirpikleri, top sakal oluşturucak kadar çıkmayan ancak kirli sakal denebilecek kadar yoğun sakalı, bana göre kusursuz vücudu, ki sıcaktan dolayı üstsüz dolaşması onu çok daha iyi incelememi sağlıyor, beni baştan çıkartıyordu.
Gece ona sarılarak uyumak o kadar iyi gelirdi ki bana. Onu sevmek isterdim, ona "Sevgilim" diyebilmek isterdim. Ancak bu platonikten öteye gitmezdi. Birinden bu kadar etkileneceğimi hiç düşünmemiştim. Sohbet ettiğimiz zamanlarda, bana bakıp sıcacık bir şekilde gülümsemesi, gözlerimin içine bakması çok hoşuma gitmişti. O beni "İyi bir arkadaş adayı" olmaktan öte bir yerde görmüyor da olsa, yine de onu tanıdığım için memnundum. İçimdeki bazı duyguların yeniden alevlenebileceğini göstermiş oldu o bana. İşte bu günlerde, yaşadığımı anladım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder